“Gemilerin cinsiyeti mi var?” diye bir soru aklınıza geldiyse çok haklısınız. Ancak bu durumun cinsiyetle pek ilgisi yok gibi.
Neyle ilgisi mi var? Gelin, anlatalım!
Gemiler için dişi zamirinin kullanımı, denizciliğin geleneğidir.
Tarih boyunca gemiler, âdeta birer kadın figürü olarak tasvir edilmiştir. Bu gelenek, denizcilerin gemilere duygusal ve kişisel bir bağ geliştirmesinin yanı sıra, gemilere hayatlarındaki önemli kadınların isimlerini verme geleneğiyle de desteklenmiştir.
Gemilerin adlarının, denizcilerin sevdikleri kadınların isimlerini taşıması, bu bağlantıyı daha da derinleştiriyor. Gemi isimleri sıklıkla eşler, sevgililer veya anneler gibi önemli kadınların isimlerini taşır ve bu, denizcilerin gemilere duydukları bağlılığı sembolize ediyor.
Antik zamanlarda denizciler, gemilere kadın adlarını verme geleneğini benimsemişlerdi.
Bununla birlikte, gemilere ad verme geleneği, yalnızca bireysel bir tercih değil; aynı zamanda tarihsel ve kültürel bir ritüelin parçasıydı. Gemilerin pruvalarındaki figür başları genellikle kadın figürleriyle süslenir, bu da gemilere yardımsever ve koruyucu bir ruh atfetmeyi simgelerdi.
Gemilerin dişil zamirlerle anılması aynı zamanda tarihi bir gelenek olarak da kabul ediliyor. Özellikle 18. yüzyıldan itibaren gemilere kadın adlarının verilmesi, batıl inançlarla ilişkilendirilmiştir. O dönemlerde gemilere kadın isminin verilmesi, denizciler arasında şans getireceğine inanılan bir uygulama hâline gelmişti.
Bu gelenek, gemilerin dişil bir karaktere sahip olduğunu ve onlara “o” yerine “she” zamiriyle hitap edilmesini sağlayan bir ritüel olarak devam etti.
Tabii en temel sebebi ise şu…
Gemi kelimesinin kökeni Latince “Navis” kelimesine dayanıyor ve bu kelime dişidir. Bu dilsel özellik, denizcilik tarihinde gemilere dişil zamirlerle hitap edilmesinin temel nedenlerinden birini oluşturuyor.
Anlayacağınız o ki, gemiler için “she” zamirinin kullanılması, denizciler arasında pek de şaşırılacak bir durum oluşturmuyor. Aksine, senelerdir bir ritüel hâline gelmiş.
