Geleneksel olarak evrenin “Büyük Patlama” ile başladığı kabul edilen bir inanış bilim camiasında uzun yıllardır varlığını sürdürmektedir. Ancak son zamanlarda ortaya atılan yeni bir teori, bu kabulleri sorgulamaya yönelik önemli bir adım atmaktadır. Bir bilim insanı, evrenin tek bir devasa patlama yerine bir dizi hızlı patlama ile genişlediğini iddia etmektedir.
Richard Lieu, Kozmolojiye meydan okuyor
Alabama Üniversitesi’nde Profesör olan Richard Lieu, kozmolojinin en temel ve uzun süredir kabul gören teorilerinden birine karşı çıkmaktadır. Lieu’ya göre, “zamansal tekillikler” olarak adlandırılan bu patlamalar, uzaya yeni madde ve enerji yayarak gezegenleri, yıldızları ve galaksileri oluşturmuştur.
1960’lardan Reddedilen Teori
Büyük Patlama teorisi ise evrenin, sonsuz derecede küçük, sıcak bir nokta olarak başladığını ve daha sonra genişleyen madde ve enerji içeren bir sel haline dönüştüğünü savunmaktadır. Bu teori, 1960’lardan beri evrenin kökeni için yaygın olarak kabul edilen açıklamadır. Ancak Lieu, teorisinin bu sınırları zorladığına ve evrenin doğuşu için yeni bir bakış açısı sunduğuna inanmaktadır.
“Başlangıç Tek Bir Patlamayla Sınırlı Değil”
Lieu’nun Classical and Quantum Gravity dergisinde yayımlanan makalesine göre, zamansal tekillikler tek bir patlama ile sınırlı değildir. Bunun yerine, birden fazla patlamanın evrene sürekli enerji sağladığı düşünülmektedir. Bu patlamaların hızlı ve nadir olduğu ve mevcut teknolojilerle tespit edilemeden önce dağıldığı belirtilmektedir.
Bu yeni teori, evrenin yapılanmasını ve hızla genişlemesini karanlık maddeye ihtiyaç duymadan açıklayabilir. Büyük Patlama teorisine göre, karanlık madde evrendeki yapıları bir arada tutan görünmez bir iskele olarak kabul edilirken, karanlık enerji evrenin hızla genişlemesini sağlayan keşfedilmemiş bir kuvvet olarak tanımlanır. Ancak bu teori, bu gizemli maddelerin varlığını gerektirmez. Evrenin genişlemesinin hızlanmasının sebebini açıklamak için karanlık enerjiye duyulan ihtiyacı bertaraf eder.
Lieu, evrenin modelini bilinen fizik yasaları ve gözlemlenebilir evrenle uyumlu hale getirerek, doğrudan kanıtlanamayan kuvvetlere dayanmaksızın evrenin yapısını açıklamaya çalışmaktadır.